Tekstil tasarımcısı Cenk Mommarje, Ev Tekstili ve HOMETEX Hakkındaki Fikirlerini Paylaştı
1. Gelecek sezon ev tekstili trendlerinde neler göreceğiz?
Büyük bir değişim döneminden geçtiğimizi söylemek yerinde olur. Bunu daha çok "bilinç değişimi" olarak tanımlayabiliriz. Doğaya ve çevreye duyarlılık gündemimizde en üst seviyede.
Tüm coğrafyalarda üretim yapan özellikle de tekstil üretimi yapan firmalar için bu bilinç değişiminden bahsedebiliriz. Tasarımcılar açısından da bu konu ayrıca özen gösterilen bir duyarlılık konusuna dönüştü.
Dünya yeni bir duyarlılık sürecinden geçiyor. Elimizdeki kaynakları doğru kullanmak; havayı, suyu ve tüm kaynakları kirletmeden koruyarak ilerlemek gündemin ana konusu. Öyle ki Heimtextil 2024/25 trendlerinde hatta 2026 sunumlarında da görülüyor ki bio mühendislik harikası işler gündemde.
Gelecek trendlerde görülüyor ki bio mühendislik harikası işler gündemde. Avokado tohumları, muz kabuklarından elde edilen lifler, yaşayan bakterilerden elde edilen renkler hatta geleneksel ve yüzyıllardır kullanılan, antik pigmentler, ham sienna kızıla çalan kahve ve toprak tonları ve bio mühendislik ürünü indigo ve kırmızı renkler koleksiyonlara yansıyacak.
Giyimde ve ev tekstilinde güncel olarak kullanılan pamuk, keten, tencel, bambu ve ipekli kumaşların yanında, hacimli dokular dikkat çekiyor. Farklı ipliklerin mix match kullanımıyla elde edilen yüzeyler ev tekstilinde sıklıkla karşımıza çıkacak.
Renk paletlerinde doğal renkler, nötr bir görünüm ve hatta renksizlik ön sırada. Gri tonları, terra renkleri ve koyu mor değerler de karşımıza çıkacak. Sezonun sürpriz renklerinden biri de limon küfü ve limoni tonlarını da 2024 yazında sık sık göreceğiz.
Desen, tasarım konularını konuşmayı biraz askıya alıp yenilikçi lifleri ve onlarla elde ettiğimiz yüzeyleri konuşuyor olacağız.
Kültürler karışırken ve konuşulurken etnik tasarımların da yoğun olarak markette yer aldığını göreceğiz.
Kişisel bir düşüncem ise emeğin ön planda olduğu, estetik kaygıların arttığı, dikim tekniklerinin yoğun kullanıldığı ince işçilikli ve kaliteli kumaşlarla yapılan tasarımların sektörde tercih edileceği yönünde.
2. Türkiye'nin ev tekstilindeki yerini düşününce, dünyada rakiplerinden ayıran en değerli özelliği sizce nedir?
Türk ev tekstili sektörü tasarım gücü, üretim kalitesi ve tabi ki dünyadaki lojistik konumuyla dünyadaki rakiplerinden ayrılıyor. Giderek artan maliyet rakamları ve hammadde tedarik sorunları nedeniyle ülkemiz giderek bu yarışta geriye düşüyor. Örneğin iplik fiyatlarındaki artışlarla havlu ve bornoz siparişleri Pakistan’a kayıyor, kumaş üretimleri için de buna benzer durumlar yaşanıyor. Bu giderek ülke devlet politikası ile çözülebilecek bir duruma dönüşüyor ve üreticiler de bu durumdan ürker hale geldikçe tasarım kalitesi düşüyor...
3. Ev tekstili alanında tasarım yapmanın en keyifli ve en zorlayıcı yanları neler?
Kendimi bildim bileli tasarım dünyası içindeyim, bir insan eğitimini aldığı ve çok sevdiği bir işi yapıyorsa mutlu olmaması imkansızdır. Ev insanın kalesidir. Ben o kaleyi güvenilir ve huzurlu kılan, tasarımlarıyla güzelleştiren biri olmayı seçtim ve ömrümü ev tekstili sektörüne vakfettim. Birilerinin hayatlarını güzelleştiriyor olmak, o huzurun gizli bir parçası olmak, bir tasarımcı için çok büyük mutluluk.
En büyük zorluğu ise alışılmış kalıplar ve önyargıların fazlasıyla öne çıktığı bir sektör olması nedeniyle bir şeyleri değiştirmek. Değişime firma sahibini, üretim bandını hatta tüketiciyi hazırlamak bir tasarımcı için cidden yorucu ve yıpratıcı süreçler olabilir.
Bir başka sorun da bir tasarım geliştirmek ciddi maliyetler gerektirir. 50 cm kumaştan bir etek dikersiniz ama 8-10 metre kumaş ile ancak bir nevresim takımı tasarlarsınız. Ev tekstili konusu tekstil sektöründeki ilginç konulardan biridir. Bir gelinlik tasarlarsınız aylarca konuşulur ama muhteşem bir nevresim takımını kimse konuşmaz. Bir bornozu sevdiği için hiç kimse size methiyeler düzmez, şık bir sofradaki masa örtüsü pek dile getirilmez. Özetle popüler olmak isteyen bir tasarımcı için doğru bir sektör olmayabilir. Bunu neden söylüyorum, tasarım okuyan pek çok genç okulu bitirince üç gün sonra çok popüler biri olmayı hayal ediyor ama sektör ve sektörün şartları bunları sağlamayınca mesleğe, işine ve sektöre küsüyor. Bazen bir adım geride durmak gerekebiliyor. Bunun da bilinmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.
4. Bir tasarımcı olarak özellikle ev tekstili alanını seçmenizin nedeni nedir?
Ben evcimen karakterli biriyim. Sanırım evi, ev duygusunu seviyor olmak beni bu sektöre yönlendirdi. Ev ile ilgili tekstil ürünlerini tasarlıyor olmak bana hep iyi geldi sektöre girdiğim günden beri sektöre yenilikler getiren biri olarak anıldım.
Bir şeyi itiraf etmem gerek, sanırım biz tasarımcıların içindeki "gizli kahraman olma" duygusu da beni kamçılayan en önemli güçlerden biri oldu. İnsanların mutluluğunda, çalıştığınız şirketin başarısında ve kazancındaki o gizli güç olma duygusu insana büyük bir haz veriyor ve işinizi hırsla ve keyifle yapmanızı sağlıyor.
5. Sizce HOMETEX fuarının hangi özelliği onu diğer fuarlar arasında öne çıkarıyor?
Türkiye de düzenlenen HOMETEX fuarının ilk günden beri katılımcısı oldum onlarca yıl o fuar koridorlarında heyecanla konuşturdum, defalarca sabahlara kadar stantlar kurdum ve koleksiyonlar hazırladım. Bence en önemli özelliği "ev" dediğimiz kaleye yönelik bir sektör olduğu için insan ilişkilerinin sıcak olduğu, yeniliklerin topluca sergilendiği, dünyanın 2. büyük ev tekstili fuarı olup İstanbul’da düzenleniyor olması HOMETEX’i kıymetlendiriyor.
6. Genç tasarımcılara ilham olacak önemli noktalar sizce neler ve genç tasarımcı adaylarına önerileriniz neler olur?
Ben tasarımla ilgili herkesin geniş bir arşivi olması gerektiğini düşünen biriyim. Bir tasarımcı, kendini donatmalı ki üretebilsin. Bol bol gezmeli, fotoğraf çekmeli, moda ve tasarım dekorasyon dergilerini takip edip arşivlemeli. Günümüzde bilgiye ulaşmak kolay, dünyada ve kendi sektöründe ne yenilikler var takip etmek gerek. Gençlere söyleyebileceğim en önemli uyarı sabırlı olmaları, zira üretim süreci hep zorludur ve sabır iyi bir öğretmendir ve bir tasarımcının sabır ile birlikte inandığını savunabilme cesareti de hep olmalıdır. Tasarımcının zaman kavramı ve mesai saati yoktur, zihni her an çalışır.
