Alternate Text
Bizi Takip Edin
Sektörel Röportajlar

AKADEMİSYEN, TEKSTİL MÜHENDİSİ DİDEM ACAY BAYKAL İLE EV TEKSTİLİ VE HOMETEX ÜZERİNE SEKTÖREL BİR SOHBET


Gelecek sezon ev tekstili trendlerinde neler göreceğiz?

Dünyadaki ekolojik ve ekonomik değişiklikler tekstil sektörünü birebir etkiliyor. Su ve enerji tüketiminin fazlalığı, kimyasal kullanımı, atık üretimi, fazla toprak kullanımı gibi olumsuzluklar tekstilin doğaya verdiği zararların başında geliyor. Ancak son yıllarda sektördeki farkındalığın artması, sürdürülebilirlik girişimleri ve yenilikçi yaklaşımlar, bu etkileri azaltmaya ve daha çevre dostu yapılanma içerisine girileceğinin sinyallerini veriyor. Gelecek dönem ev tekstili trendleriyle ilgili de bu doğrultuda bir yön belirleneceğini öngörebiliyoruz.

Çevre bilincinin artmasıyla, doğal ve geri dönüştürülebilir malzemeler daha çok kullanılacak. Organik pamuk, bambu, kenevir, lyocell ve geri dönüştürülmüş materyaller gibi sürdürülebilir malzemeler ve kumaşlar daha da popüler hale gelecek. Yine üretim sürecinde doğaya en az zarar verecek malzemeler ve üretim teknikleri tercih ediliyor olacak. Enerji ve su ve doğal kaynakları kontrollü ve en az kullanacak üretim teknikleri ve kumaşlar tercih edilecek.

Renkler her yıl değişkenlik gösterir ancak son yıllarda daha uzun yıllar kullanabileceğimiz renklerin tercih edildiğini, natürel renklere bir dönüş olduğunu görüyoruz. Doğanın renk paletleri ve desenleri, toprak ve yeşil tonları, doğal taş renkleri ve dokuları, huzurlu bir atmosfer yaratan soft pastel tonlar kullanılıyor olacak.

Kumaş desenlerinde de büyük objelerde daha sade ve düz tasarımlar; tamamlayıcı ve dekoratif ürünlerde ise daha büyük desenli, renkli ve dikkat çekici tasarımlar karşımıza çıkacak.

El işçiliği ve zanaat, geleneksel dokuma teknikleri, özgün ve kişisel bir dokunuş sağlamak için daha çok kullanılacak. Yükselen bir trend olarak el yapımı ürünler ve kişisel tarzları yansıtan “kişiselleştirilmiş” özgün tasarımlar görülecek.

Akıllı ev teknolojileri ile uyumlu tekstil ürünleri artacak. Örneğin, sıcaklık düzenleyen, kendi kendini temizleyebilen, kir ve leke tutmayan, kumaşlar gibi teknolojik yenilikler ev tekstilinde daha çok yer alacak. Yine AI kullanılarak yapılan tasarımlar, teknolojik yazılımlarla birleşerek dijital ortamda sunumları ve Showları arttıracak.

Peluş ve kadife gibi yumuşak dokulu kumaşlar, iri dokulu ve fantezi ipliklerden dokunan/örülen kaba kumaşlar samimi ve rahatlatıcı bir atmosfer sunmak için daha çok tercih ediliyor olacak. Koltuk örtüleri, yumuşak minderler hem samimi dekorasyonun bir parçası olacak hem de rahatlık sağlayacak.

 

Türkiye'nin ev tekstilindeki yerini düşününce, dünyada rakiplerinden ayıran en değerli özelliği sizce nedir?

Türkiye’de tekstil sektörünün çok köklü bir mazisi var. Pek çok şehrimizde tekstil ile uğraşmak nesiller boyu aktarılan bir aile geleneği haline gelmiş durumda… Bu da tekstil sektöründe hem geleneksel hem de modern üretimde yüksek tecrübe ve uzmanlığa ulaşmamızı sağlıyor. Hem hammadde hem de mamul olarak geniş bir ürün yelpazesine sahip olmamız da dünya pazarında rekabet gücümüzü arttırıyor.

İşletmelerimiz son yıllarda değişen ekonomik şartlarda maliyet dengesi kurmakta zorlansa da teknolojiyi ve yenilikleri takip etmesi, çalışan personelin yetkinliği ve rekabetçi pazarlama yöntemleriyle dünya pazarında yerini korumaya devam ediyor.

Diğer yandan Türkiye’nin coğrafi konumu ve fiziksel şartları hem ithalat hem de ihracat bakımından tüm pazarlara hızlı erişime olanak sağlıyor ve bu da hızlı ve etkili bir rol üstlenmesine olanak sağlıyor. Ve tabii ki Türk insanı olarak pratik düşünce kabiliyetimiz ve çözüm odaklı iş yapış şeklimiz yine bizi dünyadaki rakiplerimizden bir adım öne taşıyor.

 

Ev tekstili alanında tasarım yapmanın en keyifli ve en zorlayıcı yanları neler?

Ben tasarımcı değilim; tekstil mühendisiyim. Ancak uzun yıllardır tasarım alanında çalıştığım için çok fazla gözlem yapma imkanım oldu. Sıfırdan bir ürün hayal etmek ve tasarlamak tekstilin her alanındaki tasarımcılar için çok keyifli bir süreç, ancak tasarımcının üretkenliğini sürdürebilmesi, kendini sürekli yenilemesi ve geliştirmesi gerekiyor. Bu da görerek, gezerek, öğrenerek ve deneyimleyerek oluyor. Tasarımcı kendini beslemeye devam edebildiği sürece iyi işler çıkarmaya devam edebiliyor, bu konuda tüm tasarımcıları desteklemek gerektiğine inanıyorum.

Ev tekstilinin en güzel yanı ürün çeşitliliğinin çok fazla olması. Döşemelik kumaşlar, perdelik kumaşlar, zemin tekstilleri, banyo ve mutfak tekstilleri, masa örtüsü ve aksesuarları, yatak odası tekstilleri, yaşam odası tekstilleri ve daha pek çok çeşit kumaş türünü bu çatı altında görebiliriz.

Desen ve renk çeşitliliklerini, iplik ve malzeme çeşitliliklerini ve teknolojik yenilikleri kullanarak, trendleri doğru okuyarak, yaşam alanlarında kullanıcıları rahat ettirecek, mekan ve kişilerin karakterini yansıtacak ve mekana/kişiye değer katacak tasarımlar hayal etmek ve üretmek işin en keyifli tarafı olmalı.

Ama tabi ki her şey bu kadar toz pembe olmuyor; tüm bu süreci şekillendirirken malzemeyi, maliyeti, kaliteyi, termini, hedef pazarın beklentilerini, kalite güvence testlerini ve daha pek çok kriteri de göz önünde bulundurmak ve yol haritasını buna göre çizmek gerekiyor; işte bunlar da tasarımcıların elini kolunu bağlayan zorluklar diyebiliriz.

 

Sizce HOMETEX fuarının hangi özelliği onu diğer fuarlar arasında öne çıkarıyor?

HOMETEX, Türkiye’de yapılan tek ve en büyük ev tekstili fuarı, katılımcı ve ziyaretçi sayısıyla da bunun hakkını verdiğini düşünüyorum. Türkiye’nin önde gelen üreticileri, ürünlerini göstermek ve yeni pazarlara açılmak isteyen orta ve küçük ölçekli üreticiler bu fuarda istedikleri bağlantıları kurma imkanı buluyor.

Tasarımcılar kendi koleksiyonlarını rakip ya da takipçisi oldukları firmaların koleksiyonlarıyla kıyaslama, trend alanlarını gezerek ve seminerleri takip ederek sektör hakkında ve gelecek yönelimler hakkında bilgi sahibi olma imkanı buluyorlar.

HOMETEX fuarının, dünyada yapılan büyük çaplı ev tekstili fuarlarına benzer bir kurguda ve doygunlukta bir fuar olma yolunda ilerlediğini düşünüyorum. Tasarıma ve tasarımcıya, inovatif fikirlere ve yeniliklere, teknolojik gelişmelere ne kadar önem verirsek o kadar fark yaratacağımızdan ve ülke olarak daha iyi ihracat rakamları yakalayacağımızdan eminim.

 

Genç tasarımcılara ilham olacak önemli noktalar sizce neler ve genç tasarımcı adaylarına önerileriniz neler olur?

Genç tasarımcılara en büyük tavsiyem gözlerini ve kulaklarını açık tutarak kendilerini sürekli geliştirmeleri olacaktır.

Türkiye içinde ve dışında fuarları, sergileri, müzeleri, sanat etkinliklerini, gösterileri, tekstil ile ilgili seminerleri, online eğitimleri sürekli takip etsinler; farklı kültürleri ve farklı sosyolojik yapıları tanısınlar, dil öğrensinler, fabrikalarda bir kumaşın en baştan en sona bütün sürecini deneyimlesinler ve hikayenin bütününü görmeye çalışsınlar. Bu benim işim değil diyerek kendilerini sadece tasarım ofislerine kapatmasınlar. Tekstilde elyafı, ipliği, üretim sürecini, boyahaneyi, kalite kontrolü, konfeksiyonu bilmeden, tüketicinin beklentilerini analiz etmeden, doğru pazar araştırması yapmadan ve teknolojiyi kullanmayı bilmeden ne kadar yetenekli olursanız olun başarılı olmak mümkün olmuyor. Buna göre planlı çalışırlarsa çok hızlı ilerleme sağlayacaklarından hiç şüphem yok.
 

 

Sektörel Röportajlar